GÜNÜMÜZ RUHSUZLARININ,RUHU OLAN ESKİ OYUNCAKLARI

Şöyle bir düşünün arkanıza yaslanıp(tabi ki sözüm büyük çocuklara:) ),küçükken oynadığımız hangi oyuncak keyif vermezdi?Hangisini senelerce yanımızda tutmadık,nereye gitsek taşımadık?Hangimizin en az bir tane favori oyuncağı en iyi oyun arkadaşımız,sırdaşımız olmadı?

Bir de şimdiki çocuklara bakın,hangisinin odalarca oyuncağı olsa da umrunda?Hangi çocuk aylarca aynı oyuncakla oynuyor?Hangisi bir iki kez hevesini aldıktan sonra öylece kenara atmıyor?

Oyuncak modası diye birşey var!Çabucak tüketmeye,sıkılmaya odaklı bir oyuncak borsası yaratıldı ve bu pazarın en iyi oyuncuları da çocuklar neyazık ki...Sokaklarda koşup oynamayan,dizleri yara bere olmayan,bilgisayarlara mahkum çocukları lütfen birkez de olsa birazdan anlatacağım müzeye götürün.Anlatın onlara eskiyi,yerinde görsünler,ne anlattığınızı anlayabilsinler...

DÜNYANIN EN GÜZEL ÖRNEKLERİNDEN BİRİ ÜLKEMİZDE,HABERİN VAR MI?

Duyanlar,görenler elbette vardır ama benim amacım hiç bilmeyenlere ya da duyup gitmeyenlere ulaşmak veya hatırlatmak.Etkilenmemek mümkün değil,tam anlamıyla bir şaheserden bahsediyorum.İstanbul Oyuncak Müzesi'nden...Sevgili şair&yazar Sunay Akın'ın kelimelerin ifade edemeyeceği kadar büyük emeğini ayakta alkışlıyorum.Müzeyi gezerken ben de dahil oradaki tüm ziyaretçilerin yankılanan cümleleri bana(bilenler bilir) Cem Yılmaz'ın gösterilerinde anlattığı "aynısı kaynımda da var" hikayesini anımsattı.Nereye baksam "aaa aynısı bende de vardı,aaaa aynısı abimde vardı,aaaa aynısı şunda da vardı...aynısı kaynımda da vardıya kadar gidiyor olay:) .

İstanbul Oyuncak Müzesi

23 Nisan 2005 yılında şair/yazar Sunay Akın tarafından kurulmuş.1700’lü yıllardan günümüze oyuncak tarihinin en gözde örneklerinin sergilendiği müze Göztepe semtindeki tarihi bir köşkte yer almakta.

"Sunay Akın’ın 1990 yılından başlayarak pekçok ülkedeki koleksiyonerlerden, antikacılardan ve açık arttırmalardan kitaplarının ve de gösterilerinin telifleriyle satın aldığı oyuncak tarihinin en değerli eserleriyle kurulan İstanbul Oyuncak Müzesi, uygarlık tarihini daha eğlenceli, daha akılda kalıcı bir öğrenme yöntemi ile ziyaretçilere sunmakta.

Örneğin, uzay oyuncaklarının sergilendiği bölümde Ay’a ulaşma çabası, tren oyuncakları bölümünde ise sanayi devrimi oyuncakların diliyle anlatılmakta.Müzenin dekoru da bu düşünceyle sahne tasarım sanatçısı Ayhan Doğan tarafından tasarlanmış.Müze bir şair tarafından açılmış olması ve bir sahne tasarım sanatçısı tarafından tasarlanmış olması özelliği ile de dünyada bir ilki teşkil etmekte."

Bu müzenin en güzel özelliklerinden biri de içeride harika bir cafe'sinin olması ve bu sayede ayrı kuşakların aynı çatı altında harika birgün geçirmesine vesile olması.

Tıpkı bir zaman makinası gibi.Gezerken gördüklerinizi,kahvenizi çayınızı yudumlarken sevdiklerinizle,çocuklarınızla,torunlarınızla paylaşabilir,hikayelerinizle geçmişe hepbirlikte keyifli bir yolculuk yapabilirsiniz.

Ayrıca her yaş gurubundaki çocuklar ve yetişkinler için de,düzenli olarak yapılan çeşitli etkinlik ve eğitimlere katılabilirsiniz.

Katları dolaşırken yanınızda mutlaka bir fotoğraf makinası olmalı diye düşündüren eserleri ben elimden geldiğince fotoğrafladım,yazının sonunda hepsini inceleyebilirsiniz.Zaten internette de bulabilirsiniz ama bence en güzeli yerinde görmek ve incelemek.Ruhsuzlaşmayın,üşenmeyin:)

Müze, 1. kat,2. kat,tavan arası,cafe,denizaltı,atölye bölümleriyle ayrı ayrı çok etkileyici.Özellikle tuvalete giden yol bir gemideymişsiniz hissini veriyor.Tuvaletin bulunduğu kata İlk indiğimde yanlış girdim diye düşündüm ama doğruydu.Okadar ince düşünülmüş keyifli bir mimari var ki anlatmakla olmaz dedirtiyor.

ÇOCUKLARIN KENDİLERİ DIŞINDA HERŞEYLE İLETİŞİM KURMA YOLU OYUNDUR! Bu yüzdendir ki,oyuncak seçimi de çok önemli.Çocuklar hayatı oyuncakla tanımaya başlıyor,oyun oynarken tamamen maskesizler ve yaşadıkları sıkıntıları bu yolla dışa vuruyorlar

Ailelerin,çocukların psikolojilerini anlamaları için çocuklarına oyun alanı yaratmaları onları oyun oynamaya teşvik etmeleri ve doğru oyuncak seçmeleri çok önemli...Doğru oyuncak olması için para verilerek satın alınan bir oyuncak olması şart değil!Çocukları mutlu edeyim derken psikolojilerini bozmayın derim.Çocuk için zaten herşey bir oyuncak sayılır.Keşfetmelerine yardımcı olabileceğiniz,ilgi alanlarını saptayabileceğiniz tamamen yaratıcılığınıza bağlı kendinizin yapacağı herhangibirşey de çok doğru bir oyuncak olabilir.Yeter ki çocuğunuzu iyi tanıyın.Unutmayın çocuklar,oyuncağın markasıyla,fiyatıyla değil,kendi ilgi ve keşif alanına hitap eden sevdiği oyuncakla ilgilenir...

Buarada benim en çok dikkatimi çeken oyuncak,kibrit kutusundan yapılmış olanlardı...

Ya sizinki?Cevabınız resimlerde olabilir(bkz.yazının sonunda...)

Dünya bir çocuk,bizler oyuncak.Ruhumuz yoksa dünya da bizimle oynamayacak!

7'den 77'ye tüm çocuklara,ruhu çocuk kalanlara sevgiyle,
PINAR TOK

Müze iletişim:
Pazartesi günleri kapalı olan müzeye aşağıdaki bilgilerden ulaşabilirsiniz.