GENLERİN KADAR DOSTSUN!

By | Salı, Ocak 27, 2015
GERÇEK DOSTLARI BULANA KADAR DOST GÖRÜNENLERİ TANIMA SANATINA KAZIK DENİR:)
Herkesin çok iyi bildiği ve ömründe mutlaka bir ya da birçok kez tecrübe ettiği bir sanattır bu. Kişiye ağır gelse de, uzun vadede "iyi ki de tanımışım gerçek yüzünü" dediğin yararlı bir tecrübedir bana göre...

Yanlış tanımışım durumu sürekli tekrarlanıyorsa işte orada dur ve seçimlerini sorgula derim. Insanlar sana rol yapıyorlarsa en iyi anlayacağın zamanlar hepimizin bildiği gibi kötü günlerdir, kötü günleri tecrübe olarak alır ve yoluna elediğin gerçek dostlarla devam edersen değme keyfine. İşte bundan sonra bir daha sırtın yere gelmez. Bu elemeler insanı tüm pisliklerden temizler bir nevi duygusal detoks gibi, arındırır, yüzleşmeye fırsat tanır ve en önemlisi kendinle tanışmanı sağlar... Yola daha sağlıklı ve dinç bir şekilde devam edersin.
Bir de işin ilahi adalet kısmı vardır ki, ecel gibi işler. Ne bir dakika önce ne de bir dakika sonra. Tam zamanında! 

Bu ilahi adalet, hayatına, yaşadıklarının enkazına mucize gibi düşer bir anda ve içinde havai fişekler patlar sevinçle.... O sevinçleri yaşayan çok iyi bilir ne demek istediğimi, henüz yaşamamış olanlara diyeceğim sabret, bekle ve arkana yaslanıp seyret...:)

Şimdi başlıktaki meseleye gelelim...

Bu dikkat çeksin diye yazdığım bir başlık değil, tam tersine uzun yılların araştırma sonuçları. Gerçekten genler okadar önemli ki, gerçek dostlukların sırrı burada yatıyor.
Çevreme baktığımda herkes bu durumdan muzdarip, bu yüzden de özellikle yabancı yerli tüm araştırmalarım sonucu bulduklarımı paylaşmak istiyorum.
GENLERLE DOSTLUĞUN NE İLGİSİ VAR? Araştırmalar şöyle cevaplıyor: California Üniversitesi'nden Profesör James Fowler, gündelik hayatta karşımıza çıkan kişiler hakkında genelde kafamızda anında belli yargıların oluştuğunu ve bunun en azından kısmen genlerle alakası olabileceğini söylüyor.
İçgüdüsel olarak kimi insanlara derhal kanımız kaynarken, kimilerini görür görmez itici buluyoruz.
Profesör Fowler, 'arkadaşlık genlerinin' dış görünüme yansıyor olabileceğini ve bu sayede aynı genin taşıyıcılarının birbirlerini ayırt edebildiğini öne sürüyor. Proceedings of the National Academy of Science adlı bilim dergisinde yayımlanan araştırma Kaliforniya Üniversitesi’nden Prof. Dr. James Fowler ve Yale Üniversitesi’nden Prof. Dr. Nicholas Christakis’in başkanlığında yapılmış..


Massachusetts eyaletine bağlı Framingham kentinde uzun yıllardır devam eden bir sağlık araştırmasının 1932 katılımcısının da yer aldığı araştırmada, araştırmacılar bu kişilerin 1970 ile 2000 yılları arasında yakın arkadaşlık ettikleri kişileri tespit etmiş. Araştırmacılar 1367 çift yakın arkadaş ve 1 milyon 200 bin çift yabancının genleri arasında karşılaştırmalar yapmış. Araştırmaların sonunda arkadaşlar arasında özellikle koku alma duyusunu etkileyen genlerin benzerlikler gösterdiği ortaya çıkmış.
Peki, arkadaşlar ne kadar birbirine benziyor? Araştırmacılar bu soruya “yaklaşık dördüncü dereceden bir kuzen kadar” yanıtını veriyor.
Prof. Dr. James Fowler’a göre olasılıklardan biri benzer genlerin insanları benzer çevrelere çekerek, tanışma şanslarını artırması. Bir diğer olasılıksa benzer genleri paylaşan insanların birlikte çalışmalarını kolaylaştıran benzer yeteneklere sahip olmaları.
Öte yandan Fowler’a göre arkadaşlar arasında genetik benzerlikler olduğunu ortaya koyan araştırma, otizm gibi hastalıkların evrim içinde nasıl ortaya çıktığını açıklayabilmek için bilim insanlarına yardımcı olabilir.
Bilim insanları, gençlerin sağlığı ve kalp hastalıklarına ilişkin birbirinden bağımsız iki ayrı araştırmanın verilerini incelemiş.Her iki araştırma da genetik verilerin yanısıra arkadaşlık bilgileri içeriyor.

Örneğin;Alkol bağımlılığıyla ilgisi olduğu düşünülen DRD2 kodlu genin taşıyıcıları arasında arkadaşlık ilişkilerinin yoğun olduğu gözlendi. Öte yandan CYP2A6 kodlu genin taşıyıcıları ise tam aksine birbirlerinden uzak durdukları izlenimi veriyor. Bu genin nikotin dahil vücuda giren yabancı ögelerin metabolizmasıyla alakası olduğu düşünülüyor.
Araştırmacılar, bu geni taşıyanların neden dostluk kurmadığı konusunda muhtelif görüşlere sahip. Bir kanıya göre, mikroplara karşı savunma amaçlı olabilir. Çiftler arasında yapılan benzer bir araştırmada, aynı hastalığa karşı zafiyeti olan şahısların birbirlerini çekici bulmadığı gözlenmişti....

Araştırmalara bakınca daha iyi anlıyor insan, neden ilk tanıştığımız kişileri birkaç saniyede itici ya da çekici bulduğumuzu.Genlerin bu kadar baskın olması gerçekten şaşırtıcı. Bu araştırmalar detaylandırılarak devam ediyor, eminim daha da derinlere inildiğinde, insanlar "kazık yeme sanatını" tarihe gömecekler...

"Yalnızlıktan hoşlanan ya vahşi bir hayvandır ya da Tanrı "diyor filozof, yalnızlık değil , doğru insanlarla birlikteliktir aslolan...

En sevdiğim sözlerden biriyle bitiriyorum,

"Her Aptal Onu Beğenen Başka Bir Aptal Bulur" BOİLEAU

Herkesin akıllı insanlarla karşılaşması dileğiyle;)

SEVGİYLE,
PINAR TOK




İlham aldıklarım...

İlham aldıklarım...
PROF.DR.SEVİL ATASOY

İlham aldıklarım...

İlham aldıklarım...
BETÜL MARDİN

W.SHAKESPEARE

Serçenin ölmesinde bile bir bildiği vardır kaderin, şimdi olacaksa bir şey yarına kalmaz, yarına kalacaksa bugün olmaz. Bütün mesele hazır olmakta.

İLETİŞİM FORMU

Ad

E-posta *

Mesaj *

Bu Blogda Ara

Translate