ODUNKEN İNSAN OLAN PİNOKYO BİLE YALANI BIRAKTI,İNSANKEN ODUN OLMAYI SEÇENLER VAR!

By | Salı, Şubat 03, 2015
"Eski zamanların birinde, dağdaki bir kulübede yaşlı bir oduncu yaşardı. Bir gün, tahta parçasını kesmeye çalışırken duyduğu sesle irkildi: “ 

Dikkatli ol, kesmeye devam edersen canımı acıtacaksın!” Hayretler içinde kalan oduncu, elindeki kütüğü marangoz arkadaşı Geppetto Usta’ya götürdü. Aldığı bu hediyeye çok sevinen Geppetto Usta, büyük bir intizamla kütüğü işledi ve güzel bir kukla yaptı.

Kukla hareket etmeye başladığında, Geppetto hayretle ona alışmaya çalıştı. Kuklasına Pinokyo adını verdi. Ona oğlu gibi davranıyordu.
Pinokyo yalan söyleyen ve yaramaz bir çocuktu ve bir şekilde zor da olsa dersini aldı, yalan söylemekten vazgeçtiğinde de gerçek bir insan oldu"

BU ANCAK MASALLARDA OLUR...

Yani odunun insana dönüşmesi değil, bir insanın hiç yalan söylememesi masal olan. Özellikle de günümüzde.

Şimdi sesler yükselecek içimizde, "aaa yalan mı, asla söylemem". Ya da, savunma mekanizması gereği "pembe yalan" diye kendimizi inandırmaya çalıştığımız ama külliyen yalan olan duygu durumu girecek devreye.Yahu yalanın rengi mi olur?

Hepimizin içinde bir pinokyo olmadı mı! Tek fark burnumuzun uzamamasıydı. Ah o burunlar uzasaydı kim kime yalan söyleyebilirdi ki! Kim kiminle arkadaş kalabilirdi!

Çok sevdiğim bir sözü var Victor Hugo'nun, ne de güzel özetliyor aslında herşeyi: İnsanlar, yalan söylemek zorunda kaldıkları kimselerden nefret ederler.

Gerçek dostlara zaten yalan söylemek zorunda kalmazsın çünkü herşeyini bilirler. Gerek görmezsin maske takmaya.
Bir de diğerleri vardır; amaaaan! koşarak uzaklaşasın gelir de kalırsın. Satsan satamazsın,atsan atamazsın durumu. Gözünün içine baka baka yalan söyler de sen yemiş gibi yaparsın. "Yılların hatrı var" dersin, " tartışsam nasılsa başka yalanlarla üste çıkmaya çalışacak" dersin, kısaca o güzel beynini yormak istemezsin. Hem, karşındaki Pinokyo kadar olamamış bir odunsa sana mı kaldı yontması boşveeeer , gül geç derim:)



DOĞRUCULUĞUN PATAVATSIZLIK OLDUĞU BİR DÜNYADA ODUN OLARAK KALMAYA MAHKUMSUN

düşüncesi hakim olsa da ben buna kesinlikle karşı duran gruptayım.Kabul edilebilecek tek nokta hassas durumlardır; hastalıktır, moral vermektir ya da iki kişinin arasını düzeltme amaçlıdır yalanın pembesi...Olmayan şeyleri uydurmak ya da kişilere zarar vermek ya da yaranmaya çalışmak vs. için söylenen yalanların affı yok bence..

Doğru neyse onu söylemeli, kıvırmamalı, mert olmalı insan. Karşındaki kim olursa olsun, senin doğrunu kaldıramıyorsa sen de onu hayatında tutma derim çünkü en kötü doğruyu duymak, en iyi yalana inandırılmaya çalışmandan iyidir!

YALANCININ MUMU SÖNEMEDİ GİTTİ

Pinokyo zamanındaydı o mumlar. Artık ebedi yananları var. Hayretler içinde izlediğimiz, kendi yalanlarına inanan odunlar dolu etrafımız, e hal böyleyken o ateş söner mi hiç....

Örneğin;

En büyük yalan için varsa açın bir facebook'a ya da benzerine bakın,bir mutsuz kişi gösterin bana bu yazıyı sileyim.

Bu sadece bir örnek.Hayat bir sahne hepimiz de oyuncuyuz. Facebook ve benzeri sosyal paylaşım alanları ise herkesin kendi özel sahnesi. Oyna oynayabildiğin kadar durumu yani:)

Mutluysan zaten mutlusundur, altını çok çiziyorsan kendine doğruyu söyleme zamanın gelmiştir...

HERKES SEN Mİ?

Dikkat et bu cümleye,"herkesi kendim gibi sandığım için hep hayalkırıklığı". Ben şahsen buna çok gülüyorum çünkü bu cümleyi kurmayanımız kalmadı. E eee? Burada koca bir yalan yok mu?
Aradığın kişiye gelince sıralıyorsun tüm güzel isteklerini de, kendinde neler var saydın mı oturup?

Sor kendine her gün: "Ayna ayna söyle bana kim en yalancı bu dünyada:)"  Cevabı verirken kendine bile dürüst olamayacakları tanıyorum, birçok kişi gibi. Allah yardımcıları olsun ne diyelim...

Bana göre insanın olgunluğu, 
"kendimiz için istemediğimiz bir şeyi başkası için de istememeye bağlıdır"

Yalan duymak istemiyorsan, yalan söyleme...Sana gereksiz şeyler için bile yalan söyleyebilen insanlar gibi, yalan söylemek zorunda kaldığın insanlar da senin dostun olamaz bunu hatırla.

Başkası için güzel şeyler dile, iyilik ve doğruluk insanı insan yapan, sağlıklı ilişkiler kurmasına yarayan değerlerdir.Yalan kişinin en çok kendisine zarar verir....

İnancın ne olursa olsun saygım sonsuz, benim inancım şöyle diyor:

“Sizden biriniz kendisi için istediğini başkaları için de istemedikçe gerçek manada iman etmiş olamaz.”

Yalansız dostluklara, ilişkilere
Sevgiyle,
PINAR TOK










W.SHAKESPEARE

Serçenin ölmesinde bile bir bildiği vardır kaderin, şimdi olacaksa bir şey yarına kalmaz, yarına kalacaksa bugün olmaz. Bütün mesele hazır olmakta.

Gülümse...

Gülümse...
Dünya tüm yanılsamaların merkezine koyar seni, büyü diye...

İLETİŞİM FORMU

Ad

E-posta *

Mesaj *

İlham aldıklarım...

İlham aldıklarım...
PROF.DR.SEVİL ATASOY

İlham aldıklarım...

İlham aldıklarım...
BETÜL MARDİN

Bu Blogda Ara

Translate