
ROMEO&GİULİETTA'DA KALAN AŞK...
Bundan tam tamına 420 yıl önce, Shakespeare dünyanın en büyük aşk hikayesini yazdı...Hepimiz, eğer kuvvetli bir aşksa mevzu isimlerini defalarca zikretmişizdir Romeo ve Giulietta'nın... Belki de hepimiz ömrümüzde bir kez de olsa bu güçlü aşkı yaşamış ya da yaşamayı hayal etmişizdir. Adı üstünde hayal :)
Shakespeare' in 420 yıl önce yazdığı bu eşsiz aşk hikayesi, bugünün hayal gücü ve teknolojisiyle milyonların ayakta alkışladığı bir başyapıt olarak Zorlu PSM' de de sahnelendi. Birebir izlediğim için söyleyebilirim ki kelimeler anlatmak için yetersiz kalabilir. Sahne aldıkları andan sonuna kadar nefes almadan izlenen ve duygu durumlarını sürekli değiştiren bir güçteydi aktarım.420 yıl sonra cesur bir prodüktörün,yönetmenin ve 45 yetenekli oyuncunun, 3 boyutlu dijital bir sahnede hayat verdiği bu başyapıtı seyredip de derinden etkilenmemiş tek kişi yoktur diye düşünüyorum.
Ekip tam 13 tır dolusu dekor ve kostümle gelmiş İstanbul'a!
45 sanatçı,23 sahne değişimi,270'ten fazla kostüm ve 3 boyutlu video tekniğiyle gerçekçi ve etkileyici bir sahne tasarımının insanda yarattığı etkiyi anlamak için mutlaka izlemiş olmak gerekir...Kaçıranlar için gerçekten üzgünüm.
ROMEO&JULİET'İN HİKAYESİNİ HATIRLAYALIM

Hikayeyi hatırlayalım; Verona' da Capuleti ve Montecchi aileleri birbirlerine karşı telafi edilemez bir nefret duymaktadır. Kızgın Verona prensi şehirde düelloyu ölüm cezasıyla yaşaklamıştır. Bu rekabetin uzağında olan düşman ailelerin çocukları Romeo ve güzel Giulietta kendi dünyalarında aşk hayalleri kurarlar. Capuleti'ler kızları Giulietta'nın onuruna büyük bir balo düzenler. Bu baloda,Giulietta ve Paris'in nişanları duyrulacaktır. Baloya gelenlerin yanında gizlice içeri giren Romeo tüm planları altüst eder çünkü Giulietta ile ilk görüşte birbirlerine deliler gibi aşık olurlar.İşte asıl savaş burada başlıyor...


Birsüre sonra uyanan Giulietta,Romeo'nun öldüğünü anlayınca onsuz yaşamayı göze alamaz ve intihar eder.
Rahip Lorenzo genç aşıkların cansız bedenlerini bulunca suçluluk duygusuyla inancını kaybeder.Aileler ise cansız bedenlerin önünde anlaşmazlıklarını geçmişe gömerler....
GENÇLER SEVMİŞ NEDEN KARIŞIYORSUNUZ DEMEZLER Mİ!AH BU AİLELER....

Şarkı sözleri demişken, bu gösterinin en can alıcı noktalarından biri de muhteşem müzikleri ve o şarkıların sözleri. Gösteri İtalyanca olduğu için Türkçe alt yazıyı oyundan kopmadan rahatlıkla dev ekranlardan takip edebiliyorsunuz.(İnternet' ten hepsini bulabilirsiniz) Gösterideki müzikleri dinlemek bile gidemeyenler için etkileyici olabilir...
AŞK 420 YIL ÖNCEDE KALDI AMA BIKMADI İNSANLIK ARAMAKTAN
Şimdi eğri oturalım doğru konuşalım,aşkı katleden ama aramaktan usanmayan biz insanoğlundaki bu aşkı arayış inadı başka konular için de bu kadar kuvvetli olsaydı keşiflerin ardı arkası kesilmezdi... Hem katlet, hem de "aşk nerede" de. Oldu mu? Olmadı... Zorlama da zaten olmaz artık bu yüzyılda.Teknolojinin, hızın yok ettiği duygular ve değerler ancak sahnede aynı teknolojiyle can bulabiliyor... Ne garip değil mi?
KAVUŞSALARDI?
Bence ne Romeo Romeo olurdu ne de Giulietta, Giulietta olurdu eğer ki kavuşmuş olsalardı. 420 yıl öncesini düşünelim, ne teknoloji ne de dejenere ilişkiler. Eee, tabi ki aşklar da büyük yaşanıyormuş kavuşanlar için bile.Günümüze uyarlasak moral bozmaya gerek yok derim, bırakalım hafızamıza işlediği gibi kalsın aşkları:) Bari hayallerimiz değerli kalsın...

İNSANLIĞIN OLDUĞU HERYERDE VAROLAN TİYATRO
Düşünceyi eyleme sokma ve estetik algılama yeteneğini
geliştiren, dayanışmayı, sosyalleşmeyi, öz güveni pekiştiren, doğru ve güzel konuşabilmeyi öğreten tiyatro,TOPLUMUN KİŞİLİĞİ EZMESİNİ ÖNLER! BASKI VE KORKU İÇERİSİNDE OLAN BİREYLERİN, KENDİ KİŞİLİĞİNİ YAŞAMASI VE GÜÇLENDİRMESİNDE OLDUKÇA FAYDALIDIR... Kitap okumayan, tiyatro izlemeyen kişilerin beyinleri ve ruhları kendi kafeslerinde kalmaya mahkumdur, oysa dışarıda kocaman bir dünya var okunacak ve seyredilecek...
NERDESİN AŞKIM BURDAYIM AŞKIM 'dan ibaret zamane sözde! aşklarına seçtiğim Romeo & Giulietta oyun replikleriyle kendinize gelin demek istiyorum.
ROMEO:
Yarayla alay eder, yaralanmamış olan.
Dur, şu pencereden süzülen ışık da ne?
Evet, orası doğu, Juliet de güneşi!
Yüksel ey güzel güneş, öldür şu kıskanç ayı,
Bak nasıl da sararıp soluvermiş Tanrıça kederden
Sen ondan çok daha güzelsin diye.
Kıskandığı için vazgeç ona bağlılıktan,
Sayrılı ve toydur bakirelik giysisi.
Soytarılar giyer bunları ancak
Sen çıkar bu giysileri, at üzerinden.
Kadınım benim, ah benim sevgilim bu!
Ne olur ah, bilseydi sevgilim olduğunu!
Konuşuyor, ama bir şey de demiyor;
Ne çıkar anlatıyor ya gözleriyle
Karşılık vereceğim ben de!
Amma da yüzsüzüm, konuştuğu ben değilim ki.
Tüm göklerin en güzel yıldızlarından ikisi,
Yalvarıyorlar onun gözlerine işleri olduğundan:
Biz dönünceye dek siz parıldayın, diye.
Gözleri gökte olsaydı, yıldızlar da onun yüzünde;
Utandırırdı yıldızları yanaklarının parlaklığı,
Gün ışığının kandili utandırdığı gibi tıpkı.
Öyle parlak bir ışık çağlayanı olurdu ki gözleri gökte,
Gece bitti sanarak kuşlar cıvıldaşırdı.
Bak, nasıl da dayamış yanağını eline!
Ah, eline giydiği eldiven olaydım da
Dokunaydım yanağına.
GIULIETTA:
Nasıl geldin buraya söyle, hem niye?
Bahçenin duvarları yüksek, zor aşılması,
Kim olduğunu düşün bir de,
Mezar olur sana bu yer, bizden görürlerse.
ROMEO:
Aşkın hafif kanatlarıyla aştım bu duvarları,
Durduramaz sevgiyi çünkü taştan sınırlar;
Hem aşkın isteyip de başaramadığı ne var!
Engel olamaz bana bu yüzden akrabalar.
GIULIETTA:
Bir görürlerse, sana kıyarlar.
ROMEO:
Hayır, daha çok tehlike saklıdır senin gözlerinde
Onların yirmi kılıcından! Tatlı bak yeter;
Korur beni onların düşmanlığına karşı.
GIULIETTA:
Dünyada istemem senin burada görülmeni.
ROMEO:
Saklar beni onlardan gecenin pelerini;
Beni bulsunlar ne çıkar, yeter ki sen sev beni:
Geç ölmektense senin sevginden yoksun
Yaşamıma son versin kinleri daha iyi.
Ayrılmanın gökteki yıldızlar kadar çeşidi var diyen Shakespeare'e yine kendi cümlesiyle katılıyorum...
AH!BUKADAR OKUDUM,BUKADAR ÖYKÜ YA DA DESTAN DUYDUM,AŞKIN YOLU ASLA DÜZ GİTMİYOR...
Geçip giden bir gölge hayat,ileride keşke dememek için şimdi'yi gönlünce yaşa...
Sevgi ve aşk' la ,
PINAR TOK