SENSİN BAYKUŞ !

BAYKUŞ DER Kİ;

Nereden çıkardın bizim uğursuz olduğumuzu?

Sen araştırma, üşen sonra da bir sürü batıl inancın ürettiği efsanelere inan!
Neyse bilmiyorsan öğren, anlatıyorum. (çok sinirli sözünü kesmiyorum kendi anlatsın, ben sonunda söze girerim :) )

Biz baykuşlar korkulacak bir kuş türü değiliz, "baykuş yaşayan evden cenaze çıkar" efsanesinin dinle diyanetle bir ilgisi yok tamamen senin uydurman. Bizi de Allah yarattı, biz de ekosistemin bir halkasıyız senin gibi. Sesimiz güzel olmayabilir kabul sanki hepiniz sopranosunuz! Sesimizle, fiziki görünüşümüze atfen bir sürü batıl inancı sen üretiyorsun.

Hem bizim gece görüşümüz çok güçlü, gördüğünde koşarak kaçtığın o fare, kene, yılan, akrep, çekirge, zehirli örümcek var ya işte onların avcısıyız biz. Zamanında bizi avladın uğursuzluğu uydurup ama bilemedin uğursuzluk bizi avlayınca ortaya çıktı! O bahsettiğim hayvanlar %' de 600 çoğaldı!
Gündüz dinleniyoruz, gece sen uyurken, avlanıyoruz. Gündüz avlanan o kartal, akbaba, doğan gibi değiliz yani, sessiz sedasız hallederiz işimizi, ayrıca sese de aşırı duyarlıyız.

Kalabalıklardan hoşlanmayız, insan içine çıkmayı sevmeyiz, bilgece bakışlarımız var, sessiz duruşumuz.... Birçok özelliğe sahibiz, mesela olduğumuz yerden yüzümüzü arkamıza çevirebiliyoruz ve gözlerimiz başımızın önünde. Kabul kuşlar dünyasının en ilginç sakinlerinden biriyiz, gece görebildiğimiz için bir nevi gece bekçisiyiz. Belki de sadece geceleri ortaya çıkıyoruz diye olumsuz bakıyorsun, sanki sen çıkmıyorsun...

OKULUNDAKİ AMBLEMDEN , TARİHTEN HABERİN BİLE YOK!

Mimar Sinan Üniversitesi’nin ambleminde baykuş yer alıyor bunu da farketmedin değil mi?O zaman orası da mı uğursuz:)

Mimar Sinan Üniversitesi sence neden ambleminde bizi kullanmış? Çünkü orası üniversite, araştıranların, okuyanların yeri:) Biz, felsefenin simgesi, bilginin de sembolüyüz. Eski Yunan mitolojisinde bilgeliği simgeliyoruz. Hatta antik Yunan'da Athena'nın sembolüyüz.

BİZ MUTLULUĞUN SEMBOLÜYÜZ PEKİ YA SİZ?

Sevgili insan, çevrene bir bak. Kim gerçekten mutlu? Kim gerçekten sadece kendini geliştirmekle uğraşıyor, başkalarının ne yaptığıyla uğraşmaktan ziyade...? Hasetlik sende, ego sende, üşengeçlik sende, dedikodu sende, bencillik sende, okumadan araştırmadan inanmak sende, dinlemeden empati yapmadan yargılamak sende... Sonra da gel bize uğursuz de! Sen önce kendi çevrendeki uğursuzları temizle;)

PINAR DER Kİ;

GAGANA SAĞLIK ! :)
Bazen insanlar ne konuştuğunu bilmezler, susarak haddini bildirmek istersin ama kapasitesi bunu anlamaya yetmez. Böyle durumlarda, çizgini bozmadan anlamasına yardımcı olma sanatına iletişim denir, diğerine de söz israfı...

"Çok söz hayvan yüküdür" demiş Yunus Emre.Yerli yersiz konuşan, boş şeylere dalıp gidenlerin ağzından çıkanlara "laf/lakırtı" denmiştir. Mesela, "laf atmak, lafını bilmemek, laftan anlamaz olmak" söz israfına işaret etmektedir. Söz de yemek gibidir, israf etme;)

Bana göre en büyük zenginlik bilgiye açık, bilgiyle dolu beyindir. Gelişen beyin her şeyi daha çabuk kavrar. Kelime hazinen ne kadar genişse, anlayışın okadar yüksek olur. Karşında seni anlamayan biri olduğunu düşünüyorsan, O'na Goethe' nin dediği gibi "sanatların en gücü olan okuma'yı" tavsiye et, hatta bir kitap hediye et de dedikoduya vakti kalmasın, kendine saygı duymak nedir onu öğrensin ve başkalarının hayatlarına....

SEVGİYLE, SAYGIYLA :)

PINAR TOK