BU HAYATTA HERKESİN BİR “HOBİ”UMU OLMALI !

By | Salı, Aralık 02, 2014
BU HAYATTA HERKESİN BİR "HOBİ"UMU OLMALI !

O bir profesyonel.Çalışma hayatının merdivenlerini henüz çocukken tırmanmaya başlamış.Yanlışları tecrübe, tecrübeleri başarının anahtarı bilmiş.Çalışkan, disiplinli.Egodan eser yok.Eserleri, başarıyla yönettiği aile şirketleri, şirketleri de ailesinin birer ferdi.
Bu büyük aileyi bilmeyenimiz yok aslında.Neredeyse yarım asrı aşan köklü yapısıyla, birşekilde hayatımızda yer aldılar. Bazılarının kafa dağıtmak için ,bazılarının stres atmak için,bazılarının da sadece üretmek için yaptıkları örgülerin, el işlerinin tek adresi.Evet, Kartopu ailesinden söz ediyorum.Bu ailenin örnek yöneticilerinden Kemal Karabel ' le iş hayatından, spora, hobilerden, beslenmeye, özellikle ev hanımlarını iş hayatına dahil edecek projelerden, dağlarda başlayan MyBoshi akımına kadar herşeyi konuştuk.
1986 doğumlu, Bilgi Üniversitesi Ekonomi Bölümü son sınıf öğrencisi , cesur bir girişimci, Hobium'un kurucu ortaklarından.Kadınların iş hayatına kazandırılması onun için önemli.Yeni projesiyle bu düşüncesini destekliyor.Değerleri arasında aile ilkbaşta geliyor.Aile büyüklerinin tecrübelerine güveniyor ve kendi yeteneklerini bu tecrübelerle birleştirerek yürüyor.
Şimdi buyrun keyifli sohbetimize...
KEMAL: Ozamanlardaki dinamikleri,ahlakı, düzeni, devam ettirmek bunları becerebilmek ve sürdürebilmek çok önemli benim için.15 yaşımdan beri yazları bilfiil aile işletmelerinde çalıştım.
PINAR: Bu konuda istekli miydiniz yoksa aile işi diye mi başladınız?
KEMAL: İçsel birşey var,farkındalık var istekliydim gerçekten.Hatta ailede kime baksam bu istek var hiç düşünmedim yani ve herzaman en iyi şekilde öğrenmeye çalıştım
PINAR: Kardeşiniz var mı?
KEMAL: Evet, biz 3 kardeşiz, babamla birlikte 4 erkek.Annem için gerçekten zor yani:)
PINAR: En zor görev annenizdeymiş  .Tam olarak nasıl başladı çalışma hikayeniz?
KEMAL: 18 yasındayken bayrampaşa da bir benzin istasyonumuz vardı orada görev almaya başladım .21 yaşıma kadar oradaydım .2006 yılında buyuk bir yatırım sebebiyle istasyonu satmamız gerekti büyük bir üretim yeri alacaktık ve bunu özkaynaklarımızla yapmak istiyorduk. Birkaç menkulumuzle birlikte istasyonumuzu da elden çıkararak 1952 yılında kurulmuş olan Turkiye'nin en eski markalarından aile şirketimiz Kartopu şirketinde görev almaya başladım.Başına geçmedim çünkü işi a dan z ye öğrenmek , gözlemlemek istiyordum .Şirketin yapısı, dinamikleri önemliydi benim için.Bunları keşfettikten sonra o tempoyla kendinizi de geliştiriyorsunuz. Bu tam bir buçuk sene sürdü.
PINAR: İstasyonun rahatlığından söz etmiştiniz, bu ağır tempoya geçişte zorlanmadınız mı peki?
KEMAL: Doğru gerçekten çok kolay olmadı .Yaş genç olduğu için şirketteki kişilerin sizden büyük olması, çalıştığımız işletmenin eski bir kurum olması ve oradaki insanların sizin çocukluğunuzu biliyor olmaları.Bu büyük bir problemdi.Bunu hem yönetebilip hem de insiyatif alabilmek çok zordu.Bunu başarmak için hepsinden daha iyi bilmeniz gerekiyor.Eğer işi herkesten iyi biliyorsanız onlar da sizin yönetim tarzınızı kabulleniyorlar.Örneğin birkaç yanlışta , siz doğrusunu gösterip uyarıyorsanız ve onlar da sonucun doğru olduğunu görüyorlarsa bir kanaat önderi olabileceğinizi hissediyorlar ve bu da onlara güven sağlıyor.Bu süreç herkes için sıkıntılı geçti tabi , sonuçta bir de babanızla çalışıyorsunuz.
PINAR: Patronun babanız olması nasıl bir durum? O yaşlarda profesyonel davranabilmek zor olsa gerek.
KEMAL: Zor olmaz mı ! Babanız patronunuz olunca iş daha da zorlaşıyor.Yanımızda 3. bir şahıs varken profesyonel davranıyorsunuz ama başbaşayken işler hiç de öyle olmuyor:) tartışmalar olabiliyor tabi ki her aile işletmesinde olan normal şeyler bunlar.
PINAR: Şirketler demişken, Ersur tekstil ile Kartopu'nun bağlantısı nedir?
Ersur tekstil kendi işletmelerimizden biri ve Türkiye'nin en büyük el örgü ve triko iplik üreticilerinden.Kartopu,iplik ürünlerinin birçoğunu Ersur tekstilden temin eden pazarlama firması.Yani Ersur üretici ,Kartopu bir marka ve özünde pazarlama şirketi.
Ersur tekstil de Kartopu gibi dünyanın heryerine üretim yapan bir işletme.
İkisi de farklı, biri stok servisi veren bir firma, hazır bir kolleksiyonu var ve onu pazarlıyor.Ersur ise, gelen her talebi yapabilecek potansiyelde bir firma.Markaya üretim yaptıgı için belli standartları var.Kendi içlerinde organik bir bağ olan ama aslında kendi içlerinde bir müşteri&üretici ilişkisi varolan bir yapı.
PINAR: Myboshi akımı diye birşey var, bu nedir ve sizinle bağlantısından bahseder misiniz?Hikayesi çok ilginç geldi...
KEMAL: "Ucuz ve trendi" bir hobi akımı diyebiliriz.Almanya'da kayakçıların başlattığı bir akım bu.Şöyle ki; Dağda kadınlar örgü örüp tığ işi yaparlarken , erkekler , yapılacak bir etkinlik olmayınca sıkılıyorlar ve onları izlerken ilgilerini çekiyor ve onlar da bu işi öğrenmeye, yapmaya başlıyorlar.Sonrasında bu bir trende dönüşüyor ve ciddi bir işe.
3-4 senedir varolan bir akım.İlk önce, yerel&bölgesel nereden iplik bulabiliriz arayışına giriyorlar sonrasında iş büyüyünce aktif üreticilerle biraraya gelmek üzere araştırma yapıyorlar.Dünyada da bir bilinirliliğimiz olduğu için bizi buluyorlar.
3 senedir de keyifle çalışıyoruz.
PINAR: Erkeklerin kadınlarla birlikte örgü örmesi, tığ işi yapması gerçekten de çok ilginç bir akım, ciddi anlamda sıkılmışlar besbelli:) Projenizden bahsedelim biraz, bu konuda heyecanlı olduğunuzu biliyorum, içeriği bildiğim için sizi aynı heyecanla alkışlıyorum.Bilmeyenler için tekrarlayabilir misiniz,Hobium nedir?
KEMAL: Teşekkürler bu heyecana ortak olduğunuz için.Aslında her proje bir ihtiyaçtan doğar ya, bu da ihtiyaçtan doğdu.Türkiye son 10 senede çok hızlı gelişti.Bu gelişmeyle beraber tüketici alışkanlıkları da değişti.Artık hizmet almış olduğunuz deneyimi, belli noktalarda eskiye kıyasladığınız zaman çok ciddi bir fark var.
Eskiden bir sokak vardı, o sokakta terzi vardı, kasap vardı, manav vardı bir esnaf kültürü vardı, şimdiyse o terzi, o bakkal , o kasap, o manav yok.Bunların hepsi şuanda ya Migrosun içinde ya Carrefourun içinde ya da büyük avm lerin içerisinde konumlanmış vaziyette.Şuan ayakta duran bir tek tuhafiye var Yalnız mevcut sermayeleri çok kuvvetli olmadığı için , mevcut tuhafiyelerimiz de kendilerini geliştiremediler.Biz de projemizle bir öncülük yapmak istedik.

PINAR: İlk nezaman oluştu bu fikir?
KEMAL: Aşağı yukarı 1,5 sene önce.
Anlattığım gibi, tuhafiyecileri dönüştürmek niyetindeyiz.Aslında bu çok büyük bir maliyet, bununla alakalı belli bir ışığı görmek lazım.Bir tünel gibi, ışık varsa devam edersiniz yoksa nereye gittiğinizi bilmeden ilerleyemezsiniz.Işığı görmek adına hobium projesini olgunlaştırdık.
Şuanda bunu tuhafiyeye dönüştürmedik ama bunu kendimiz dijital olarak yönetiyoruz.Buradaki amacımız şu, yarın öbürgün hobium projesi bir katmadeğer sağlarsa bu projeyi biz sokağa indireceğiz.
PINAR: Harika peki, nasıl olacak bu?
KEMAL: Öncelikle belirtmeliyim ki bunları ilk defa sizinle paylaşıyor olacağım 
PINAR: İşte bu daha da harika:) Çok teşekkürler, merakla dinliyorum herkes adına.
KEMAL: Hobium'da bizim sunmuş olduğumuz bir ürün gurubu var , hobiler...
14 tane hobiye ait malzemeler şuan bizim sunduklarımız. Bunları zaman zaman ekleyerek devam edeceğiz.Amerika'da var fakat Türkiye'de, bu hobilere ait malzemeleri bulabileceğiniz başka herhangibir kanal yok.Şuan sadece hobium'dan alışveriş yapabilirsiniz bunlar için.
Tüketim alışkanlıklarımız değiştiği için tuhafiyecilerimiz de unutuluyor.Şimdi size ben bir soru sorsam ve desem ki tuhafiyeci deyince aklınıza ne geliyor?
PINAR: Tüm mevcut tuhafiyecilerimizin affına sığınarak cevap veriyorum, mahalle aralarında ya da pasaj içlerinde karmakarışık ve konsepti olmayan genelde küçük olan yerler derim .
KEMAL: Kesinlikle öyle, ücra köşelerde, küçücük dükkanlar ve düzensiz tozlu raflarda ürünler...Bu deneyimdir peki ya tüketim? Bugün ne yaşanıyor tüketimde? İstinye Park'a , Metrocity'ye (vs.) gidiliyor.Kişi, sıcak bir yerde, profesyonel bir ilgiyle karşılaşıyo, çalışanlar presentable, sorduğunuz her ürünle ilgili detaylı cevap verebiliyor, ürünlere hakim ve defalarca sorsanız da cevaplamak durumunda.
İşte bu noktada tüketicilere bulamadıkları birçok ürünü tedarik etmek ve bu deneyimi yaşatmak istiyoruz.Hikayemiz bu şekilde.
PINAR: Bu dönüşümde kadınların da ekmek yiyecekleri harika bir konsept doğuyor sanırım çünkü birçok üretici kadın var....Hobium neler vaad ediyor?
KEMAL: Kesinlikle öyle, bu amacımız doğrultusunda , üreten kadınların yaptıklarını satmaları adına,satarak vergi mükellefi olmaları ve kendi sigorta pirimlerini ödeyerek emekli olmaları adına bu projeyi başlattık.Türkiye'de okadar çok elişi yapan kadın var ki.
Şöyle bir gerçek var, sanayimizin bile birebir hizmet aldığı kadın nüfusu var Türkiye'de.
Mesela öyle ürünler var ki, bunları makinalar yapamıyor, halen elişi gerekiyor.Bunları birçok sektörde yapan kadın gurupları ve bu gurupların birer lideri var.Bu liderler siparişi alıyor , evlere dağıtıyor, evlerde bunlar yapılıyor ve tekrardan üreticiye teslim ediliyor.
Çok kusursuz işleyen bir model var ama çok az kazanıyorlar.Hobium bu anlamda çok şeyler vaadediyor.
BU KADINLAR ÇOK YETENEKLİ
Yaptıkları işi kusursuz yapıyorlar fakat bunu sunabilecekleri bir mecraları yok.
Birincisi Hobium diyor ki, sen evde oturan bir kadınsın, çoluğun çocuğun da var ve belki eşin de çalışmana izin vermiyor ama gelir elde etmen gerekiyor.Ev ekonomisine katkıda bulunman gerekiyor.Eğer elişinde başarılıysan ve bunu yapmaktan keyif alıyorsan hatta bunun bir üst seviyesi, bu senin için bir hobiyse;
Çalışmana gerek yok, yapmış olduğun elişi ürünlerini bizim sana verdiğimiz kriterlere göre fotoğrafla( www.hobium.com adresli web sitesinde ayrıntılı video sunumlarıyla yönlendiriliyorlar,görüntüye çok önem veren bir toplum olduğumuz ve bu bir satış işi olduğu için doğru fotograflamak çok önemli).Fiyatını belirle ve kendi işinin sahibi ol.
EMEKLİLİK ÖNEMLİ, HEPİMİZİN HEDEFLERİ ARASINDA EMEKLİ OLMAK VAR
Ürünlerini verdiğimiz kriterlere göre sunarsa biz de satış konusunda elimizden gelen desteği sağlıyoruz.
Sonrasında , vergi dairesine gidip bir vergi mükellefi olabilirler yada herhangi bir sosyal güvelik kurumu şubesine başvuruda bulunabilirler yani "evde elişi yaparak gelir sağlayan bir kadınım " dediği zaman , kendi pirimini ödeyerek üstelik bire üç farkla indirimden yararlanarak emekli olabilirler.Bu sadece ev hanımlarına özel bir uygulamadır ve varsa çocukları da kendisi gibi sağlık harcamalarından muaf olabiliyorlar.
Sonuç olarak, evde oturuyorsun, sevdiğin işi yapıyorsun, para kazanıyorsun ve emekli oluyorsun.Diğer yandan dünyanın en mutlu insanınsın çünkü para kazandığın bir hobin var.Hatta bunu ileriye taşıyıp marka olabileceğin bir iş sahibi olabilirsin.
Ben eminim, Hobium'la beraber çok kişi markalaşacak.Bunun için belli bir süreç gerekecektir elbette..
PINAR: Bu proje tam anlamıyla kusursuz görünüyor.Sosyal sorumluluk bilincine hizmet ediyor.Peki, franchise ( bayilik) da bu süreç içerisinde mi?
KEMAL: Neden olmasın ama bunu söylemek için henüz çok erken.
PINAR: Hobium kurucusu olarak gelelim sizin hobilerinize.
KEMAL: Benim hobim yürüyüş.Yürüyüşü spor olarak değil bir hobi olarak görüyorum.Yürüyüş dışında su kayağı da favorim.Kitap okumak da çok hoşuma gider
PINAR: Hangi tür kitaplar tercihiniz?
KEMAL: Biyografileri çok seviyor ve okuyorum.
Mesela bir programa katılmıştık İshak Alaton ile.Kendisinin hiç unutmadığım bir sözü vardır.Sevgili İshak Alaton der ki; "Bizim Üzeyir'le( rahmetli ortağı) en büyük yeteneğimiz, insanların pahalıya tecrübe etmiş oldukları deneyimleri ucuza almak.
İşte bundan çok etkilenmiştim.Bence çok doğru, ben de hayatımda olabildiği kadar, yaşanmış deneyimleri bedavaya yani sıfır almaya çalışıyorum:)
PINAR: Gerçekten çok etkileyici.
Peki hobiler demişken , kitaplardan sonra en sevdiğim ikinci konuya dönmek isterim yani spor, sporla aranız nasıl?
KEMAL: Ben açıkhava sporunu sevenlerdenim , haftada 3 gün yaptığım ve biraz önce hobi olarak bahsettiğim yürüyüş favorim.Çok hızlı yürüyorum ve iddialıyım, buarada bilginiz olsun çok kişiyi ağlatmışımdır bu konuda:) Yürüyüşe eşlik eden ve ertesi gün konuştuğumuzda bitik durumda olan çok arkadaşım var.
PINAR: Konu spor olunca mütevazi olamayacağım, bir yarış sözkonusuysa benim sevinçten ağlayacağım kesin:) Peki yürüyüş dışında neler var?
KEMAL: :))) yürüyüş dışında ağırlık çalışıyorum ama kışın biraz düzenim bozuluyor, hava erken karardığı için psikolojik olarak tembelleşebiliyorum sanırım.Yazın nekadar enerjiksem kışın birokadar tembel oluyorum spor konusunda.Şuanki durumum, her pazartesi başlama vaadi verilen diyetler gibi.Bu hafta kesin başlıyorum.
PINAR: Peki, beslenme konusunda nasılsınız?
KEMAL: Özel birşey yapıyorum diyemem ama bir karbonhidratla proteini ayırtedebilir durumdayım diyelim.Öğünleri atlamam, özellikle kahvaltı çok önemli.Bunun dışında,ekmek yememeye çalışıyorum fakat en büyük problemim , ben yemek yemeyi çok seviyorum.İşimiz gereği seyahat ettiğimiz için değişik lezzetleri de tadıyoruz.Ülkemiz bu konuda çok ileride, hele de bu lezzetler mevcut arkadaş dost ortamıma denk geldiyse değmeyin keyfime.
PINAR: Karşımda samimi, sakin, mütevazi ve kendinden emin bir Kemal Karabel görüyorum peki ya İşyerindeki Kemal Karabel nasıldır? Mesela sizi neler sinirlendirir?İyi bir yönetici nasıl olmalıdır?
KEMAL: Teşekkürler, tabi ki de her yöneticinin olduğu kadar benim de zor taraflarım var.Bana göre iyi şirketler, iyi yöneticiler, iyi devletlerde oturmuş olan hukuk sistemi gibi adaleti temsil etmeli. Adil olması gerekir.Bir şirkette çalışmayanlar çalışanlardan daha makbulse o şirket batmaya mahkumdur.Buyüzden çalışan arkadaşlara daha fazla değer verilmeli, çalışmayan arkadaşlara da teşekkür edip yolları ayırmalı.
ŞİRKETLERİMİZ AİLEMİZDİR
İş ortamında benim için samimiyet çok önemli.Robot değiliz sonuçta, işinize duygusallık katmazsanız işiniz herkesin yapabildiğinden öteye geçmez.Duygu katılan işler fark yaratır.Tabi bu hassas bir terazi gibidir, suistimal edilmemesi gerekir.Bu iş size nasıl emanet edilmiş ise, bunu koruyarak 35-40 sene sonra sizin de aynı özenle emanet etmeniz gerekir.
Bizimle çalışan tüm arkadaşlarımızı aileden gibi görürüz onlarla arkadaşlığın bir tık üstünde duygusal bir bağ kurmak beni çok mutlu ediyor.Özel durumlarını önemseriz.
BURASI BİR ORKESTRA
Herkesin şarkıyı güzel çalması gerekiyor, ordaki bir arkadaş orkestrayı bozduğu an,diğerlerinin emeğini harcamış oluyor...
Çalışkanlık,disiplin,yetenek ve en önemlisi dürüstlük çok önemli.Bunlar olmazsa olmazlarım.Kabullenemediğim şey ise, daha doğrusu bazen dayanamadığım şey, toplam şirket performansının altında kalan arkadaşlar.Özel nedenler olabilir elbette fakat özel yaşamı işe yansıtmamak gerektiğine inanıyorum.
PINAR: Yapmak isteyip de zamansızlıktan yapamadığınız birşey var mı?Yoksa zamanı yönetmede de usta mısınızdır?
KEMAL: Zamanı yönetememek sanırım herkesin ortak sorunu.Büyük bir şehirde yaşıyor olmak, iş yoğunluğu bunun en büyük nedenleri arasında.Parayla satın alamayacağımız tek şey zaman.Kıymetini iyi bilmek gerekir.
Zaman bulamadığım için yapamadığım aslında çok şey sayabilirm.Bisiklete binmek bunlardan sadece biri.Oturduğum yerin avantajı Fenerbahçe'den Tuzla'ya kadar uzanan sahil şeridi fakat maalesef yapamıyorum, bunun için yürüyüşe ayırdığım zamandan feragat etmek zorunda kalacağım için tercihimi yürüyüşten yana kullanıyorum.
Tabi hepsinden de önemlisi 15 yaşında bir kardeşim var ve ben onunla daha çok ilgilenmek isterdim.Ben ailenin en büyüğüyüm, bana yol gösterecek bir abim yoktu fakat abilerimiz gibi insanlar vardı hayatımda.Onlar bize çok şey kattı.Kardeşimle haftanın belli günlerinde , saatlerinde daha çok zaman geçirmek istiyorum.Bunu yapamamanın pişmanlığını yaşıyorum çoğu zaman.
PINAR: Akıp giden bu zaman içinde, umarım buna en kısa zamanda bir formul bulabilirsiniz.Samimi ve içten cevaplar için çok teşekkür ediyorum.Son olarak sormak istiyorum, size ulaşmak isteyenler ne yapmalı?

KEMAL: Teşekkür ediyorum Pınar Hanım. Benim için çok keyifli bir roportaj oldu, inşallah okuyan insanlar da bu keyfi alırlar.
Bana , kemal.karabel@kartopu.com.tr ya da iletisim@hobium.com ' dan ulaşabilirler.
Kemal Karabel ve onun gibi tüm başarılı girişimcilere, özellikle kadınları destekleyen projeleri hayata geçirdikleri için tüm kadınlar adına tekrar teşekkür ediyorum.Hepimiz biliyoruz ki YOLU AÇILAN KADINI KİMSE DURDURAMAZ.
Evet başta da dediğim gibi, bu hayatta herkesin bir "hobi"umu olmalı.Akıp giden zamanı bir ucundan yakalamalı.Üretken olmalı ,çok spor yapmalı,doğru beslenmeli.Geçmiş ve gelecek zaman kaybı, şimdiyi kaçırmamalı....
Sevgiyle,
PINAR TOK

İlham aldıklarım...

İlham aldıklarım...
PROF.DR.SEVİL ATASOY

İlham aldıklarım...

İlham aldıklarım...
BETÜL MARDİN

W.SHAKESPEARE

Serçenin ölmesinde bile bir bildiği vardır kaderin, şimdi olacaksa bir şey yarına kalmaz, yarına kalacaksa bugün olmaz. Bütün mesele hazır olmakta.

İLETİŞİM FORMU

Ad

E-posta *

Mesaj *

Bu Blogda Ara

Translate