KARINCA KADAR İNSAN OLMAK YA DA OLAMAMAK,İŞTE BÜTÜN MESELE BU!

By | Perşembe, Aralık 11, 2014



Resimde de görüldüğü üzre, ormanda keşfe çıktığımda karşılaştığım ve derinden etkilendiğim bir tepeyi inceliyorum..Bu küçük tepeyi, küçücük karıncaların yaptığına inanabiliyor musunuz?Yüzlerce karıncayı orada görünce inanıyorsunuz tabi ama bu dayanışma ve birlik, çalışkanlık beni okadar etkiledi ki şimdiye kadar,çoğu kişi gibi benim gözümde de sadece sevimli, çalışkan, küçük olan karıncalar birden devleşti.

Araştırmalarım, yerli/ yabancı makaleler bana gösterdi ki haklı bir devleşmeymiş!Karıncalar bildiğimiz, küçücük dev organizmalar.Bu dünyadan değillermiş gibi.Özel yaratılmışlar besbelli.İyi ki küçücükler çünkü büyük olsalardı kesin başka bir canlı kalmazdı ve dünyayı ele geçirirlerdi.Gerçi biz insanlardan daha iyi bakacakları kesin, eskiyen, yorulan bu dünyaya.

Birazdan okuyacaklarınız karıncaları şimdiye dek araştırmadıysanız sizi çok şaşırtacak."Karıncayı bile incitmez" denir ya, karıncaları tanıdıktan sonra hadi ordan diyorum insanlığımıza...

Bundan milyon milyon yıl önce dünyada var olan ve varoldukları günden beri gece/gündüz demeden çalışan, çalışırken kendi aralarında kusursuz şekilde örgütlenen, adalet kavramları olan,"ben"cilik değil "biz"ciliğin hakim olduğu, sosyal koloniler halinde yaşayan, ince belli, koca kafalı, altı bacaklı,kafalarındaki antenlerinde bulunan tatma-koklama-nem algılama organları sayesinde yem ve yön bulan,doğurgan kraliçe karıncayı koruyan kollayan, kendi aralarında görev dağılımı yapan vicdanlı ve kusursuz varlıklar KARINCALAR.Yani neredeyse insanlığımızdan utandıracak kadar kusursuzlar.Masal anlatmıyorumn, tamamen bilimsel araştırmaların sonuçlarını yorumluyorum!

Dikkat ederseniz karınca gördüğümüzde hep dümdüz bir sürü vardır, düzenli birşekilde yuvaya giderler, yem taşırlar, yardımlaşırlar ve koku duyularının kuvveti sayesinde birbirlerinden uzaklaşmazlar, birbirlerini  takip ederler.Mesela, o sürüden bir kısmına engel koyun oldukları yerde kalırlar ve arkadaşlarının kokusunu alamazlarsa ne yön bulabilirler ne de yem ve maalesef açlıktan ölürler ya da intihar ederler:( 

Suyun içinde kalmış bir karınca düşünün,öyle birşey yapıyor ki bu hayatta kalma şansını arttıyor.Kendisinin nefes alabileceği bir hava kabarcığı oluşturuyor ve kafasını bu kabarcığın içinde koruyarak belli bir süre nefes alabiliyor.

YARDIMLAŞMA&VİCDAN

Eğer aynı kolonideki bir arkadaşı açsa ve yem bulamıyorlarsa, diğer karınca, sosyal mide! denilen deposundan yiyeceği, aç arkadaşının antenleriyle kendisininkileri  birleştirerek transfer eder ve mutlu mesut yoluna devam eder.Bukadarla bitmiyor, o yiyeceği alan karınca ise, bir kısmını sosyal mideye gönderir kalan kısmını da yer ve karnını doyurur.Kötü gün yiyeceği saklıyorlar birnevi...Tutumlu karıncalar.

TARIM YAPAN ÇİFTÇİ KARINCALAR

Evet,çiftçi gibiler.Karıncalar ,sağdan soldan topladıkları yaprakları yuvalarına götürüyorlar ve bekletiyorlar.Zamanla yapraklar mantarlaşıyor ve yiyecek birşey bulamazlarsa o mantarla besleniyorlar.Üstelik misafirperverler, farklı eklembacaklı canlılar yanlışlıkla yuvalarına girerse onları besleyip büyütüyorlar.Yani misafir yaşadı, stokçu karıncaların yuvalarında yok yok, misafirler bulduklarını değil umduklarının da fazlasını yiyorlar, ilgi göüyorlar :)

Adeta bir devlet düzeni sözkonusu, şimdiye dek birçok bilimadamı ve filozof araştırma yapmış halen de yapıyorlar ama o anlayamadıkları gizemin, olağanüstü oluşumun, davranışların cevabı yok henüz..KADIN NE İSTER? ayarında bir gizem...

HAKSIZLIK VARSA SAVAŞ VAR

Ha diyeceksiniz ki hep mi iyi bu karıncalar:) e tabi onların da aralarında savaş çıkabiliyor fakat kolonilerin kendi içinde değil,farklı koloniler arasında.Örneğin, bir koloni başka bir koloninin sınırlarına ya da buldukları besine yaklaşırlarsa işte orada kıyamet kopuyor ve koloni savaşları başlıyor.Burada da dikkatinizi çekerim, bir istila bir haksızlık, bir hırsızlık sözkonusuysa savaş alarmı veriyorlar.Aynı biz!

Bunları yazarken,çıkarılacak çok ders olduğunu düşünüyorum biryandan.İnsan olan biziz ama bir karınca etmeyiz.O "bir" karınca kendi içinde kocaman bir dünya.İletişimin bile sadece iletişim araçlarından ibaret olduğu, iletişimin asıl anlamını yitirdiği bir teknolojinin esiri insanlık.Yanyana otururken bile birbirine mesaj yollayan,"like" eden, daha az araştıran daha çok konuşan, okumayan,dinlemeyen,sinirli,tahammülsüz,robot ruhlu insanlık.Belki de buyüzden araştırmaların sonucunda en kayda değer sonuç, karıncaların düzen ve hareket edişinden esinlenerek yapılan ROBOTLAR olmuş...

Konunun anafikrini anlamaya negüzel tercüman olmuş Mevlana:

"Öküz, ansızın Bağdat’a gelir, şehri bir baştan öte gezip, dolaşır. Bütün o zevki, hoşluğu, tadı, tuzu görmez de göre göre karpuz kabuğunu görür."

Sevgi dolu günlere...
PINAR TOK





















İlham aldıklarım...

İlham aldıklarım...
PROF.DR.SEVİL ATASOY

İlham aldıklarım...

İlham aldıklarım...
BETÜL MARDİN

W.SHAKESPEARE

Serçenin ölmesinde bile bir bildiği vardır kaderin, şimdi olacaksa bir şey yarına kalmaz, yarına kalacaksa bugün olmaz. Bütün mesele hazır olmakta.

İLETİŞİM FORMU

Ad

E-posta *

Mesaj *

Bu Blogda Ara

Translate